`Türk Zeytin Devi Marmarabirlik Başkanı Hidamet Asa ile Soru-Cevap - Olive Oil Times

Türk Zeytin Dev Marmarabirlik Başkanı Hidamet Asa ile Soru-Cevap

Umut Egitimci tarafından
26 Ağustos 2010 09:46 UTC

Türkiye'nin en büyük zeytin ve zeytinyağı üreticilerinden Marmarabirlik, 1954 yılında Tarım Satış Kooperatifleri birliği olarak, karşılıklı yardımlaşma ve işbirliği ile kaliteli zeytinin yetiştirilmesi ve pazarlanması amacıyla kurulmuştur. Yönetim merkezi Bursa'dadır ve dernek, Bursa'da Gemlik (1942), Mudanya (1951), Orhangazi (1955), İznik (1970) ve Erdek (1952), Edincik (1976), Marmara Adası (1988) kooperatiflerini kapsamaktadır. Balıkesir ve Mürefte'de (1986) Tekirdağ'da. Marmarabirlik'in ana faaliyeti, Güney Marmara Bölgesi'nde ortakları tarafından yetiştirilen zeytinleri sofralık zeytin, zeytinyağı ve zeytin ezmesi olarak işleyip iç ve dış pazarlara pazarlamaktır. Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa şirket ve sektör ile ilgili sorularımızı yanıtladı. Marmarabirlik yaklaşık 600 kişiyi istihdam etmektedir.

OOT: Marmarabirlik'in bugün sektörde nerede durduğunu söyleyebilir misiniz?

HA: Marmarabirlik, Türkiye'nin en büyük zeytin üreticilerinden ve 500 sanayi kuruluşlarından biridir. 345 oldukth Ticaret Odası listesinde 41’in yanındast Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nın listesinde. Şirketimiz, 403,000 m136,000 (450,000 m70,400) inşaat alanı ve 150 ton depolama kapasitesi ile toplam 220 m- alan üzerine kurulmuştur. Modern tesisler içerisinde hijyenik bir ortamda günde yaklaşık - ton / gün zeytin paketleme kapasitesi ve - ton / gün zeytinyağı üretimi ve dolumu ile Türkiye ekonomisine katma değer sağlayan çok önemli bir sanayi kuruluşudur.

Marmarabirlik, bölgede yetiştirilen sofralık siyah zeytinin yaklaşık% 40 - 45'ini satın alıp işlemekte ve ürünlerini 60 ilde 53 acente aracılığıyla Türkiye içinde, Almanya, Danimarka, İsviçre, Bulgaristan ve Avrupa, Kanada, Avustralya ve Amerika'ya sunmaktadır. Geçen yıl 144,572,000 ton zeytin, zeytin ezmesi ve zeytinyağından satışlarımız 95 lira (yaklaşık 25,000 milyon ABD doları) oldu.

Marmarabirlik ayrıca lisanslı ticaret depolamada da liderdir. " Şirketimiz, IMF (International Monetary Fund) hibe desteği ile lisanslı zeytin ve zeytinyağı deposu kurmuştur. Üretici ortakları ürünlerini teslim ettiklerinde, bu ürünler için mevduat makbuzları alacak ve bunları nakit olarak kullanabilecekler. Bursa'nın Başköy ilçesinde bulunan lisanslı ticaret deposu 5,000 ton zeytin, Erdek'teki ise 8,000 ton kapasitelidir. Ayrıca Başköy'dekinin 4,000 ton zeytinyağı kapasitesi var.

OOT: Türkiye'nin zeytinyağı üretip tüketme konusundaki mevcut durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?

HA: Ülkemizde genel olarak zeytinyağı üretimi 120,000 ile 170,000 ton arasındadır. İç tüketim 100,000 tonun altındadır. AB (Avrupa Birliği) ülkelerinin vergi ve kota sınırlamalarının zeytinyağı ihracatını çok zorlaştırdığına inanıyorum.

OOT: Türkiye'de zeytinyağı kültürü ne durumda?

HA: Türkiye'de zeytinyağı kültürü hala gelişmektedir. Zeytinyağı Ege kıyıları, Marmara ve Akdeniz bölgelerinde bilinmekte ve tüketilmektedir, ancak Karadeniz kıyıları, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde tüketim gerçekten düşüktür. Ülkemizdeki kişi başına düşen zeytinyağı tüketiminin sadece 2kg, komşu ülkemiz Yunanistan sayısının ise 20 kg olduğunu görmek üzücü.

OOT: Zeytinyağı endüstrisi finansal krizden etkilendi mi? Öyleyse nasıl?

HA: Öncelikle zeytinyağının maliyet konusunu açıklığa kavuşturmak önemlidir. Günümüz şartlarında zeytinin zeytinyağına maliyeti 1 TL'den (yaklaşık 65 sent) fazladır. Düşündüğümüzde yaklaşık 1kg zeytinden 5 kg zeytinyağı üretebiliriz yani zeytinyağının brüt maliyeti ambalajlamadan önce (kg başına) 5 lira (3.27 $). Ekstra depolama, paketleme ve pazarlama maliyetlerini de eklediğinizde rakamlar yükseliyor. Fiyatlar arttığında, tüketiciler eninde sonunda daha ucuz bitkisel yağ seçeneklerini seçeceklerdir. Ancak tüketicilerimizi sağlıklı faydalar için daha fazla zeytinyağı almaya teşvik etmek, üreticilere ve bu önemli zeytinyağı ürününe destek olmak gerekiyor.

OOT: Marmarabirlik dış pazarlarda nasıl? İhracat artıyor mu?

HA: Son 7 yılın ilk 6 ayını karşılaştırırsak ihracat miktarlarımızın% 19 - 82 arasında, ihracatımızın ise% 24 - 118 arasında arttığını söyleyebiliriz. Bahsedilen bu rakamlar, Marmarabirlik'in uluslararası pazardaki payının her geçen yıl arttığını göstermektedir. Marmarabirlik özellikle 2010 yılında Güney Afrika, Dubai, Gürcistan ve Yeni Zelanda gibi yeni pazarlara açılmayı başardı. Gelecek için ihracatımızı artırma planları yapıyoruz ve Japonya, Irak, İran, Rusya ve Ukrayna gibi yeni pazarlara girme hedeflerimiz var.

OOT: Şirketin gelecekteki projeleri hakkında bilgi verir misiniz?

HA: Marmarabirlik'in yıllık sızma zeytinyağı üretimi 1500 ton civarındadır. 4000 ton kapasiteli lisanslı zeytinyağı deposu, yalnızca Marmarabirlik ortak üreticileri için değil, diğer üreticiler için de hizmet sunmaktadır. Marmarabirlik, ortak tarım kooperatiflerinin ürettiği zeytin paketlemesini yapmaktadır ve şu anda barkodlu pazarlamak için 332 ürünleri sunmaktadır. Marmarabirlik, geçtiğimiz günlerde zeytinyağı sabunu ürünleri ve zeytin çiçeği kolonyası için barkod aldı.

Marmarabirlik, Ar-Ge birimleri sayesinde, ürünlerinde sağlığa zararlı olduğu bilimsel olarak kanıtlanan tuzu azaltmaktadır. Buna ek olarak ve piyasa talebi doğrultusunda Marmarabirlik, zeytinleri olgunlaşmadan toplama alışkanlığını bırakarak dilimlenmiş yeşil ve siyah zeytinleri piyasaya sürmeye başladı. Dolayısıyla Marmarabirlik, alternatif ürünleri yurt içi ve yurt dışı pazarlara sunarak avantaj sağlıyor. Bu nedenle dünyanın en büyük zeytin üreticilerinden biri olmayı hak ediyor.

OOT: Türkiye'de şu anda zeytinyağı endüstrisinde karşılaşılan zorluklar nelerdir?

HA: Türkiye'deki zeytin üreticileri için ana pazar AB'dir ve ana pazar Almanya'dır. Çünkü bu pazarlarda etnik nüfus yüksek. Dünyadaki diğer ülkeler için de aynı şey geçerli.

Aynı zamanda iç piyasanın daralması, artan verim ve kolaylığından dolayı AB pazarını hedefleyen tüm üreticiler için, pazarın düşük kar oranları ve azalan rekabet gücü ile daralmasına neden oluyor. Bu nedenle ihracatçılarımızın yeni pazarları hedeflemesi, etnik nüfusa göre değil genel olarak pazarın değerini fark etmesi, bu konuda yatırım ve marka politikalarını gözden geçirmesi ve en önemlisi tüketicinin tercihine göre üretim yapması gerekmektedir. Sonuçta önemli olan Ar-Ge faaliyetlerine önem vermektir.

Kısaca belirtmek gerekirse, hammadde sıkıntısı olmasa da asıl sorun hammadde işleme tekniğidir. Demek istediğim, ihracat pazarlarının beklediği kalite seviyesinde veya işleme tekniğinde bir sorun olduğunu söyleyebiliriz. Lezzet kalitesi açısından etnik pazarlarda sorun olmayabilir ancak ihracat pazarlarının yerel tüketicileri ve tüketim alışkanlıkları farklı olabilir.

OOT: Sanayiyi tamamen ilerletmek için neler yapılmalı?

HA: Öncelikle zorlu piyasa koşullarının yüksek fiyatları ile satış yapabilmeliyiz ve daha fazla ürün geliştireceğiz. Aynı zamanda tüketicilerin zevklerine ve tercihlerine göre müşteri memnuniyetini sağlayan ürünler sunabilmeliyiz. Tüketici memnuniyeti kaçınılmaz olarak üreticilere de yansıyacaktır. Bu nedenle kaliteli ve hijyenik üretim ile tüketici beğenisine odaklandık. Satış ve pazarlama ağımızı genişlettik. Bayilik sistemini canlandırmak ve zincir mağazaların raflarına Marmarabirlik ürünlerini daha çok taşımak için ekip olarak çalışmalarımızı artırdık. 2010 yılının ilk yarısındaki satış rakamları doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Çıtayı her gün yükselttikçe, üretici-ortak ittifakımızla başarımız büyüyor.

reklâm
reklâm

İlgili Makaleler